       
|
1.Sarışının
biri kütüphaneye gitmiş ve direk bankoya yönelerek
görevliden bir hamburger, bir kola ve bir de patates kızartması
istemiş. Görevlinin saf saf yüzüne baktığını gören
sarışın bu sefer daha yüksek sesle "Anlatamadım
galiba beyfendi, bana bir hamburger, bir kola, bir de
patates kızartması" demiş. Artık iyice
sinirlenen görevli "Hanfendi, burası kütüphane!"
demiş. Sarışının yüzü kıpkırmızı olmuş,
özür dileyip çok çok kısık bir sesle fısıldayarak
"pardon pardon, bana bir hamburger, bir kola ve bir
de patates kızartması... 2. 80
yaşında bir adam doktora gider. Doktor adamın
sağlığını sorduğunda adam; "Harika, 18
yaşında bir karım var ve benden hamile" der.
Doktor birkaç dakika düşündükten sonra adama döner
ve "sana bir hikaye anlatacagim"der.
"Avlanmaktan cok hoşlanan bir adam varmış. Her gün
tüfeğini alarak ava gidermiş. Fakat bir gün dalgınlıkla
yanına tüfek yerine şemsiyesini almıs. Ormana
gitmiş. Ağaçların arasında yürürken karşıda bir
geyik görmüş. Hemen şemsiyeyi çıkarmış nişan
almış ve...pat!... geyik yere yığılmış." Adam
şaşırmış ve doktora dönerek "Olamaz...başka
birisi vurmuş olmalı"demiş. Doktor
"KESiNLiKLE!"
3. Fatih
Terim Fransız milli takımının kampına gitmiş,
takımın antrönörü ile konuşuyormuş, adam demiş ki
"futbolcuların benim için zekaları cok
önemlidir, hemen bir örnek vereyim" demiş:
"Gel yavrum Zidane" demiş ve sormuş
"Babanın oğlu olup da kardeşin olmayan
kimdir?" Düşünmüş Zidane... "Benim"
demiş. Fatih Terim çok etkilenmiş. Yurda döndüğünde
antremanda çağırmış "Gel yavrum Hakan...Söle
bakalım babanın oğlu olupta kardeşin olmayan kişi
kimdir?" Hakan kilitlenmiş. koşarak gitmiş Hagi'
ye "Hagi, demiş, Babanın oğlu olup da kardeşin
olmayan kişi kimdir? Hagi "tabiki benim"
demiş. Hakan bi sevinçle koşmuş "Hocam
Hocaaam..cevabı buldum Hagiymiş" demiş. Fatih
Terim de "hayır oğlum, demiş, o Zidane
dır!"
4. Üç
isletmeci ve üç mühendis iş icabı trenle bir
seyahate çıkacaklardır. Tren garında üç işletmeci
üç bilet aldığı halde, mühendisler yalnızca bir
tane alırlar. Isletmeciler bunun sebebini
sorduklarındaysa, "bekleyin ve görün"
derler. Trene binerler, bir süre sonra üç mühendis
kalkıp beraberce tuvalete gider. Kondüktör gelir, üç
işletmeciden üç bileti aldıktan sonra tuvaletin
kapısını çalar, "biletiniz lütfen" der.
Mühendislerden biri eliyle bileti dışarı uzatır.
İsletmeciler de bunu görürler. Artık taktiği
kapmışlardır. Dönüş zamanı gelmiştir, yine
gardalardır. İşletmeciler gidip bir bilet alırlar.
Bakarlar mühendisler bu sefer hiç bilet almıyor,
şaşkınlıkla yine sebebini sorarlar, "bekleyin ve
görün" der yine mühendisler. Yolculuk başlar.
Işletmeciler beraberce kalkip tuvalete giderler,
ardından da mühendisler de karsisindaki tuvalete.
Kondüktörün gelmesine yakın, mühendislerden biri dışarı
çıkar, karşıdaki tuvaletin kapısını tıklatıp
"biletiniz lütfen" der. Açılan kapıdan bir
el bileti uzatır. Bileti alan mühendis diğer tuvalete
geri girer.
5. Temel
tarikata girmek için başvurmuş. Seyhin karşısına çıkarmışlar.
Temel: Şeyhim tarikata girmek istiyorum; demiş. Şeyh
de: Olur, ama 3 hafta boyunca karınla yatmayacaksın;
demiş. Neyse aradan 3 hafta geçmiş ve Temel Şeyhin
önüne tekrar gelmiş. Şeyh sormuş: Temel tamam mı?
Sabredebildin mi? Temel: Valla, ilk hafta hiç problem
yoktu. İkinci hafta sabrım çok zorlandı. Ama
dayandım. Üçüncü hafta bir gün Migros'a gitmiştik.
Benim karı üst raflardan iki paket almaya calışıyordu.
Hatunun bacakları gözünce içim gitti. Daha sonra
paketler yere düştü. Benim hatun da paketleri almak
için eğilince dayanamadım, daldım; demiş. Şeyh de:
Aaaa olmadı. Şimdi biz seni tarikata alamayız; deyince
de Temel: Boşver tarikati bizi artık Migros'a bile
almıyorlar.
6. Meksikalinın
biri bisikletle Amerika'dan ülkesine dönüyormuş.
Elinde bir torba, ağır ağır sınır kapısına
gelmiş. Kapıdaki görevli, Meksikalının elindeki
torbadan şüphelenmiş ve aramak istemiş. Torbayı açınca
kum dolu olduğunu görmüş. Araştırmış
karıştırmış ama kumdan başka bir şeye
rastlayamamış ve Meksikalının geçmesine izin vermek
zorunda kalmış. Aradan iki hafta geçmeden aynı
Meksikalı yine bisikletle ve elinde bir torbayla aynı
sınır kapısından geçmek istemiş. Aynı görevli
yine torbadan şüphelenip aramış ve yine kumdan başka
bir şey bulamamış. 3 böyle 5 böyle... Her seferinde
aynı şekilde geçen bu adamda hiç bir şey bulamamak görevliyi
çıldırtıyormuş ama yapabileceği bir şey de
yokmuş. Bir yıl sonra görevli bir barda içki
içerken, sınırda arayıp durduğu Meksikalıyı görmüş.
Hemem yanına gitmiş ve: - Artık sana bir şey yapamam.
Çok iyi biliyorum ki sınırdan bir şey kaçırıyordun.
Bİr yıldır içim içimi yiyor, lütfen bana ne kaçırdığını
söyle, demiş. Meksikalı kafasını hafifçe çevirip mırıldanmış:
- Bisiklet.
7. Bir
gün kadının biri mağazanın birinden elbise dolabı
alır. Ama evinin önündeki yoldan her otobüs geçişinde
dolap parçalara ayrılıp, eski halini alıyormuş.
Kadın tekrar tekrar kurmuş yine aynı şey oluyormuş.
En sonunda servisi aramış. Servis kadına yardımcı
olması için bir erkek eleman göndermiş. Eleman eve
gelmiş. Fakat dolabın neresinden ayrıldığını
anlayamamış. Daha sonra adamın aklına bi fikir
gelmiş. Kadına: -Ben şimdi dolaba giricem. Otobüs
gelince parçaların nerden ayrıldığını görücem,
demiş. Adam içeri dolaba girip kapısını kapatmış.
Daha sonra kadının kocası zili çalmış. Eve girer
girmez bu erkek ayakkabıları kimin diye bağırarak
yatak odasına koşmuş. Hemen dolaba yönelmiş.
Kapısını açmış. Servis elemanını görünce; -Sen
ne yapıyorsun burada?, diye sormuş. Eleman:
-İnanmayacaksınız ama otobüs bekliyorum, demiş.
8. Kutup
ayısı ve oğlu bir buz kütlesinin üstünde oturmuş
manzarayı seyretmektedirler. Yavru kutup ayısı
babasına dönerek sorar: Baba biz kutup ayısıyız
değilmi? Yani sen, ben, annem hepimiz kutup ayısıyız
di mi? -Evet kutup ayısıyız oğlum. Niye sordun? -Yok
bişi, der yavru.. Aradan bi süre geçer yavru kutup ayısı
yine sorar babasına: -Baba yani şimdi senin baban onun
babası hep kutup ayısı mıydı? Baba şaşırır -Evet
oğlum. Niye sordun? -Yok bişi.. Yine geçer süre ve
yine aynı soru... Baba bizim bütün atalarımız kutup
ayısıydı di mi?.. Baba sinirlenir, eeeevet oğlum
kutup ayısıydı. Niye sordun?..Yavru kutup ayısı
başını eğerek cevap verir: Ya baba ya, ben üşüyom
ya.
9. Adam
tepesi bulutlara değen dağdaki bir uçurumun kenarında
tek başına dolaşırken ayağı kaymış,paldır küldür
yuvarlanmış ,tam aşağıya düşerken bir çalıya
tutunabilmiş ve can havliyle bağırmaya başlamış,
-Kimse yokmuuuuuu? Kimse yokmuuuuuuuu? Tam o anda gök
yüzünden babacan bir ses,-evlat demiş şimdi ellerini
bırak bana sığın göreceksin ne kadar güzel uçarak
aşagıya inecek aşağıda sonsuz huzur ve mutluluğa
kavuşacaksın-. Adam şaşkın bağırmaya devam etmiş,
-Başka kimse yokmuuuuuuuuu?'
10. Adamın
biri misafirliğe gitmiş. Akşam olunca haliyle
sormuşlar : -Pardon arkadaş, demişler karı-koca.
"Bizim odada mı yatarsın, bebeğin odasında mı,
yoksa boş bir odada mı?" Adam düşünmüş:
-"Karı-koca nın yanında yatılmaz, bebekte
uyanır ağlarsa uykum kaçacak, ben boş odada yatarım,
demiş. Sabah olunca adam elini yüzünü yıkamış,
bir de bakmış çok güzel bir kız adama havlu tutuyor.
Adam: -Kızım senin ismin ne? diye sormuş. Kız : -Bebek
amcacığım, ya sizin isminiz?... Adam :Eşek kızım
eşşşeeek...
|